Exit Stratejilerinin Hukuki Çerçevesi
Yatırım sürecinin en az yatırım alma kadar önemli bir evresi, yatırımcının şirketteki paylarını elden çıkarması, yani “çıkış” (exit) sürecidir. Hukuki açıdan bu süreç, yatırımcının hak ve yükümlülüklerinin sona erdiği, ancak çoğu zaman şirketin yapısında radikal değişikliklere neden olan bir geçiş dönemidir. Exit senaryoları, yalnızca bir ekonomik tasarruf değil; hisse devir sözleşmeleri, ortaklık sona erme mekanizmaları, önalım hakları, birlikte satış hükümleri ve halka arz süreçlerini kapsayan çok katmanlı bir hukuki düzenlemeyi zorunlu kılar. Bu yazıda yatırımcı çıkışıyla ilgili öngörülen temel senaryolar, yalnızca hukuki boyutlarıyla incelenecek; şirketin yapısı ve taraflar arası ilişkiler üzerindeki etkileri analiz edilecektir.
Hisse Devrine Dayalı Exit Mekanizmaları
Yatırımcının en yaygın çıkış yolu, şirketteki paylarını üçüncü kişilere devretmesidir. Bu işlem, Türk Ticaret Kanunu’na göre pay devir sözleşmesi ile gerçekleştirilir ve belirli şekil şartlarına tabidir. Sermaye şirketlerinde pay devri, sadece taraflar arası bir sözleşmeyle değil; aynı zamanda şirketin pay defterine işlenmesi, yönetim kurulunun onayı (varsa), noter tasdiki ve esas sözleşme hükümleriyle de ilişkilidir.
Exit senaryolarında en sık karşılaşılan hukuki düzenlemelerden biri, “önalım hakkı” ve “birlikte satış hakkı”dır (tag-along). Ön alım hakkı, yatırımcının paylarını üçüncü kişiye satmak istemesi durumunda mevcut ortaklara bu payları öncelikli olarak alma hakkı tanır. Böylece şirketin ortaklık yapısının dışarıdan müdahaleyle değişmesi engellenmiş olur. Birlikte satış hakkı ise yatırımcı paylarını satarken diğer ortakların da aynı oranda paylarını satabilmesini sağlar. Bu, özellikle azınlık hissedarlarının sermaye artırımı veya pay satışı durumunda zarara uğramasını önleyici bir düzenlemedir.
Bazı durumlarda ise “zorunlu satış hakkı” (drag-along) devreye girer. Bu hüküm, çoğunluk hissedarının şirketi satmak istemesi halinde azınlık hissedarları da dahil olmak üzere tüm pay sahiplerinin paylarını devretmesini zorunlu kılar. Bu mekanizma, şirketin tamamının satışı ya da yatırımcının çıkışı için alıcı bulduğu durumlarda bütüncül çıkışı mümkün kılar. Ancak bu düzenlemenin uygulanabilmesi için esas sözleşmede açıkça yer alması ve oranların net şekilde belirtilmesi gerekir.
Halka Arz (Initial Public Offering) ve Hukuki Altyapısı
Yatırımcıların hedeflediği en prestijli ve yüksek getirili exit senaryosu, şirketin halka arz edilmesidir. Halka arz, yalnızca yatırımcının paylarını elden çıkarması değil; şirketin sermayesinin borsada işlem görmeye başlaması anlamına gelir. Bu süreç, Sermaye Piyasası Kanunu ve SPK düzenlemelerine tabidir ve çok yoğun bir hukuki denetim ve raporlama yükümlülüğü içerir.
Halka arz sürecinde yatırımcıların paylarını ne oranda elden çıkaracakları, halka arz izahnamesi ile belirlenir. Halka arzdan önce genellikle şirketin yapısal bir dönüşüm geçirmesi gerekir. Bu dönüşüm kapsamında şirketin anonim şirket statüsüne geçirilmesi, yönetim kurulunun yeniden yapılandırılması, denetim komiteleri oluşturulması ve kamuyu aydınlatma yükümlülüklerine uyum sağlanması zorunludur.
Yatırımcıların halka arz öncesinde sahip oldukları imtiyazların, halka arzla birlikte kaldırılıp kaldırılmayacağı da bu süreçte önemli bir tartışma konusudur. Halka açık şirketlerde imtiyazlı paylara sınırlamalar getirildiği için, yatırımcının sözleşme düzeyinde sahip olduğu hakların bir kısmı halka arzla birlikte sona erebilir. Bu nedenle exit planlaması yapılırken, halka arz sürecine uyumlu şekilde sözleşmelerin ve esas sözleşmenin yeniden yapılandırılması gerekir.
Şirket Satışı (Trade Sale) ve Hisse Devri Yoluyla Exit
Bir diğer yaygın exit modeli ise şirketin üçüncü bir kurumsal alıcıya satılmasıdır. Bu senaryoda yatırımcı, şirketin tamamını ya da önemli çoğunluğunu elden çıkarır. Satış genellikle birleşme-devralma (M&A) işlemi şeklinde gerçekleşir. Bu tür işlemlerde, satış sürecinin öncesinde ikinci bir due diligence süreci yaşanır; şirketin mevcut yapısı, yükümlülükleri ve sözleşmeleri yeniden incelenir.
Bu noktada yatırımcının önceden yapılmış yatırım sözleşmelerinde yer alan “öncelikli satış hakkı”, “likidite önceliği” veya “çıkış şartları” gibi hükümler devreye girer. Özellikle liquidation preference hükümleri, satış bedelinin dağıtımı aşamasında hangi yatırımcının ne kadar ödeme alacağına ilişkin doğrudan belirleyici olur. Eğer yatırımcıya %1 hissesi için 3x liquidation preference tanınmışsa, satış gelirinden öncelikli olarak yatırımcının bu bedeli alması gerekir.
Bu tür işlemlerde aynı zamanda kamu otoritelerine yapılacak bildirimler, rekabet hukuku onayları, sektörel regülasyonlara ilişkin izinler de exit planlamasında hukuki takvime dahil edilmelidir.
Çıkış Hakkı Anlaşmazlıkları ve Hukuki Uyuşmazlıklar
Yatırımcı çıkış süreçlerinde en çok karşılaşılan ihtilaflar, sözleşmesel hakların işletilmemesi, azınlık haklarının ihlali ya da exit sırasında değerleme üzerinden doğan uyuşmazlıklardır. Özellikle drag-along hakkının suiistimali, azınlık ortaklarının rızası alınmaksızın satışa zorlanması gibi durumlar ciddi hukuki sonuçlar doğurabilir.
Bu sebeple yatırım sözleşmelerinde çıkış koşullarının açık, ölçülebilir ve karşılıklı onaya tabi kılınmış olması gereklidir. Çıkış fiyatı, ödeme koşulları, değerleme metodolojisi ve işlem takvimi gibi unsurların önceden belirlenmiş olması, yatırımcı ile girişimci arasında doğabilecek çekişmeleri önleyici nitelik taşır. Ayrıca sözleşmelere konulan tahkim hükümleri, exit sürecinde doğabilecek hızlı ve etkin uyuşmazlık çözümünün de önünü açar.
Exit stratejileri, yatırım sürecinin doğal bir sonucu ve nihai hedefidir. Ancak her çıkış senaryosu, farklı hukuki işlemler, sözleşmesel düzenlemeler ve denetim yükümlülükleri içerir. Yatırım sürecinde yapılan tüm planlamalar, bir gün gerçekleşmesi beklenen bu çıkış anına hazırlık niteliğindedir. Bu nedenle yatırımcı ile girişimci arasında yapılan her sözleşme, yalnızca iş birliğini değil; ayrılığı da düzenlemiş olmalıdır.
Hukuki açıdan bakıldığında, exit yalnızca bir hisse devri değil; iyi kurgulanmamışsa uzun sürecek ihtilafların başlangıcıdır. Bu sebeple her çıkış senaryosu, şirketin hukuki yapısına, yatırımcının sözleşmesel haklarına ve ortaklık ilişkilerine uygun biçimde, baştan planlanmalı ve belgelenmelidir. Sağlıklı bir exit, yatırımcı için başarılı bir dönüş, girişimci için ise yeni bir başlangıç anlamına gelir.
Article by
Emrecan Cetin
Avukat, Co-Founder
Published on
25 May 2025